içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Ekonomide Sosyal Refah
Genelde toplumdaki tüm bireylerin refahlarının toplamı olarak tanımlanır. Refah, lira veya "fayda" cinsinden sayıl olarak da ölçülebilir, göreceli fayda cinsinden sıral olarak da ölçülebilir. Sayıl yöntem günümüzde nadiren kullanılır; bunun sebeplerinden biri toplama sorunlarının yöntemin güvenilirliğini azaltması, bir diğeri de yöntemin temelinde yatan cüretkâr varsayımlardır. Gönenç kelimesiyle eş anlamlı olan refah sözcüğü, genellikle bireylerin ve toplumların maddi durumlarını tanımlamak için kullanılır. Refah kelimesiyle eş ve yakın anlamlı olan diğer sözcükler şu şekilde sıralanabilir: 1- Zenginlik 2- Bolluk 3- Erinç. Refah devletinin amacı, vatandaşlara; insan onuruna uygun bir refah düzeyi sağlamak ve onların dara düşmesini önlemektir. Sosyal devlet olmanın en temel şartı ise ülkede yaşayan herkesin kendini güven altında hissetmesidir. Toplumsal refah ise içinde yaşanılan toplumun yaşam kalitesindeki seviyeyi belirtmektedir. Toplumsal refahın ana belirleyici unsuru ise devletlerdir. Devletler gelişmişlik düzeyi ile kendi halkının yaşam kalitesini yükseltme amacını taşımaktadır. Refah devleti veya sosyal devlet, minimum düzey ötesinde vatandaşlarının refahı için birincil sorumluluk kabul eden devlet kavramı olup devletin vatandaşlarının iktisadi ve sosyal esenliklerinin korunması ve teşvik edilmesinde ana rol oynamasını önerir.Müdahaleci, düzenleyici, yeniden dağıtıcı, girişimci ve bireylere hak ve özgürlüklerin sağlanması bakımından pozitif bir devlet anlayışıdır. Bu şekil devlet kavramı fırsat eşitliği, servetin eşit şekilde dağılması ve nispeten rahat bir hayat sağlamak için gerekli asgari şartlara yetişemeyen kişiler için kamu mesuliyeti prensiplerine dayanır. Bu genel yaklaşım bir ülkenin çok değişik şekilde iktisaden ve sosyal bakımdan organize edilmesini mümkün kılar. Bir toplumu oluşturan bireylerin iktisadi etkinliklerini incelemek aracılığıyla toplumsal refah seviyesini en yükseğe çıkarmaya çalışır. Refah iktisadı, grupların, toplulukların veya halkların refahı ile değil de bireylerin refahı ile ilgilenir; ölçümün temel birimini birey olarak kabul eder. Buna ek olarak yapılan diğer varsayımlar da: Bireylerin kendi refahlarını yönetmede en iyi yöneticiler olduğu, insanların daha yüksek refah seviyesini daha düşük refah seviyesine yeğlediği ve refahın gerek parasal ölçülerle gerekse göreceli tercihlerle yeterli derecede ölçülebildiği varsayımlarıdır. Refah iktisadının odaklandığı iki nokta vardır: iktisadi verimlilik ve gelir dağılımı. İktisadi verimlilik büyük ölçüde pozitif niteliklidir ve "pastanın büyüklüğü" ile ilgilenir. Gelir dağılımı ise çok daha düzgüseldir ve "pastanın nasıl bölüneceği" ile ilgilenir. Refah devleti temel olarak bireyin yaşamının tüm yönleri ile ilgilenen, bireylere ekonomik ve sosyal imkânlara ulaşmada eşit şans tanıyan, vatandaşlarına asgari bir yaşam standardını sağlayan devleti ifade etmektedir.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum