içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

SAVRULUYORUZ…

Türk basınında kısa kısa haberler bir çoğunuzun dikkatini ve ilgisini çekmiyor bile…

Türkiye 15 yaş altı ve 50 yaş üstü Iraklılar önümüzdeki 1 Eylül’den itibaren Türkiye’ye vizesiz girecek.

A ilgilenenler bir bakıyor biz zaten  bunu sadece  Irak’a değil 2019 yılından beri Libya ve Cezayir’e de yaş aralığı koyarak vize serbestisi veriyormuşuz". Bile.

Peki yetkililerin Vize  için ileri sürdükleri gerekçeye bakarmısınız. “Türkiye çok vize başvurusu alıyor Irak’tan, aracı kurumlarla çalışılsa bile bu başvurularla ilgilenmek ciddi bir insan gücü gerektiriyor. Bu yeni uygulamayla insan gücümüzü risk gruplarına daha fazla ayırabileceğiz.” Çok da inandırıcı gelmedimi size de…

15 yaş altı Iraklılar, ki tek kelime Türkçe bilmiyorlar ve Türkiye’ye entegre olmak için yeterince küçük değiller, eğitimimizin bu feci durumunda hangi okullara sığdırılacaklar? Türkiye yeni bir krize sürükleniyor…

Ülkede çökmüş bir sağlık sistemi vatandaşın randevu alamadığı Hastanelerde 50 yaş üstü Iraklılar, sağlık sektörümüzün bu feci durumunda hangi hastanelerde parasız tedavi görecekler, şu anda gören sığınmacılar gibi?

Üstelik, Irak’tan gelecek bu insanlar Suriye’den gelenler gibi ölümden kaçmıyorlar; daha iyi yaşamak gibi bir insani amaçla geliyorlar. Ne kadar kalabilecekler burada? Belli bir süre? Devamlı? Hiç bişey belli değil. Buna da devlet yönetmek diyorlar.

Dünyada en değersiz pasaportlar katagorisine sahip bir ülke olmayı başardık. Almanların encok ret verdiği ülke Türkiye oldu. Vize diye inleyen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları  bu yeni vize serbestisi Batı ülkelerinin Türk vatandaşlarına vize vermesini çok daha zorlaştıracakken, 15 yaş altı ve 50 yaş üstü Irak vatandaşlarının önümüzdeki 1 Eylül’den itibaren Türkiye’ye vizesiz gireceğini ilan etmiş bulunuyoruz.

İngiltere emperyalist sömürge sonucu ülke de epey göçmene sahip e bunun sonucu asya kökenli bir başbakanı oldu. Ailesi Hint olan ve yaşadıkları Doğu Afrika'dan İngiltere'ye gelen Sunak, İngiltere'nin ilk Asya kökenli ve Hindu başbakanı oldu..

Önümüzdeki seçimlerde göçmen bir çok milletvekilimizin mecliste olacağını hep beraber yaşayıp göreceğiz. İktidar yalanlasa da 2. 5 milyonun üzerinde Suriyeliye vatandaşlık verildiği haberleri çıkıyor. Bizimde bir göçmen Suriyeli ve Afgan Bakanımız olması yakındır.

Türkiye Dünyada hiçbir ülkenin kabul etmeyeceği kadar yaklaşık nüfusunun %20’ si oralında göçmen kabul ederek demografik yapıyı bozmayı başardı. Hem de tamiri mümkün olmayacak yaralar açarak başardık. Tabi bunda  Oldukça rahatsız edici ve özellikle son dönemde ülkemizin başına gelenlerden sonra daha da anlam kazanan bir vecize… “Türkiye Türklere Bırakılmayacak Kadar Önemlidir” sözünün arakasındaki gerçeklerde var.

Sömürgeleri nedeniyle koyu renkli yaban cılara çok alışık olan İngiltere’de bile yabancı düşmanlığı sokaklarda polis araçlarına saldıracak ve o meşhur çift katlı kırmızı otobüsleri yakacak noktaya geldi. 30 Haziran’da Kayseri de bir Suriyeli göçmenin istimrarının nasıl bir sosyal patlamaya evrildiğini hep beraber yaşadık.

Kayseri’de Suriyelilere yönelik saldırıların ardından 3.000 Suriyeli şehri terk etmiş, nereye gittikleri bilinmiyor. İşin ilginç yanı Suriyeli  çalıştıran 24 fabrika da kapanmış.

BM verilerine göre şu anda dünyada en çok sığınmacıya ev sahipliği yapan Türkiye, muhalefetin ve sokağın gerçekliğini bir yana bırakalım, Afganistanlıları, Bangledeşlileri ve Pakistanlıları geçelim, Suriye’den kaçanların sayısı toplam 6,8 milyon ve bunların yaklaşık yarısı (3,3 milyon) Türkiye’de. Muhalefete göreyse ülkedeki düzensiz göçmen sayısı 10 milyon; Shakespeare'in dediği gibi as you like it, artık hangi sayı hoşunuza giderse.

Bir de İçişleri bakanı Ali Yerlikaya’nın açıklaması var "3 milyon 103.606 Suriyeliden 731.146'sının adreslerinde olmadığını belirledik. 90 gün süre verdik. Cevap vermeyen 396.738 kişi var."

Sahi Nerede bu cevap vermeyenler? Nerede ?

3,7 milyon hanenin İktidar’ın düzenli sosyal yardımıyla yaşadığı, nüfusun %27,3’ünün işsiz olduğu, kısa vadeli (1 yıl içinde ödenmesi gereken) dış borcu 236 milyar dolara varmış, yılın ilk yedi ayında konkordato sayısı 1.554’e ulaşmış Türkiye’de çalışma izni verilecek mi bu insanlara? Verilmeyecekse nasıl yaşayacaklar?

Kaç kişiden oluşacağı belli olmayan bu Iraklıların yanı sıra, bu Gazze politikası devam ederse gelecek Gazzeli sayısının 1-1,5 milyon olacağını söyleyen tahminler var.

 “Turpun büyüğü heybede kalır”, derler. Acaba İktidar’ın hiç beklenmedik bu vize serbestliği politikasının daha da derinlerde bir amacı/sonucu olabilir mi?

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum